İslâm'ın evliliğe genel bakışı hakkında bizi bilgilendirir misiniz?

Allah'a hamd ve Rasulullah'a salat ve selâm ile sözlerime başlıyorum.

Yüce Allah insanları erkek ve kadın olarak yaratmış, onlan birbirlerine arzulu ve ihtiyaçlı kılmıştır. Yüce Peygamberimizin işaret buyurduklan üzere, kadınsız erkek gibi erkeksiz kadın da eksiktir, mutsuzdur. Yüce Allah bizler için nefislerimizden kendilerinde bedenî ve ruhî sükûnet bulacağımız eşler yaratmasını, aramızda cinsel cazibe ve çocuk gibi birleştirici ve beraberliği sürdürücü özellikler halketmesini Zat'ının birliğinin ve sonsuz ilmî, kudreti ve hikmetinin belgelerinden olarak duyurmuştur:

Yaradılış düzeni gereği, karşı cinsler arasındaki arzu ve ihtiyaç birleşmeyi zaruri kılmaktadır. İslâmî ölçüler, evliliği birleşmenin tek ana yolu kılmaktadır. Hz. Adem'den Hz. Muhammed'e kadar Hz. îsa gibi bir iki istisna dışındaki bütün peygamberler evlenmişlerdir ve fıtratın (yaratılışın) gerektirdiği evliliği bir görev olarak yüklemişlerdir. Bu sebeple, evlilik hem fıtrî bir ihtiyaç hem de dinî bir görevdir. Müslüman; yaradılış düzeni istikametinde yaşamak, evlilik ve miras gibi ilâhi ölçülere muhatap olmak, nefsinin üzerindeki hakkını vermek, kendisini cinsel haramlardan korumak, karşı cinsten bir ferdin bekâr kalmasına sebebiyet vermemek, batıl din ve ideoloji mensuplarına benzememek, eşi ve çocukları ile âhiretine yatırım yapmak ve bütün bunlarm özü olarak Allah'ın ve Peygamberinin uygulanması ibâdet olan evlenme emrini yerine getirmek için evlenmek mecburiyetindedir. Eşine zulmedeceği endişesi bulunmayan, bedenî ve malî gücü bulunan her mü'min evlenmek mecburiyetindedir.

İslâm bilginlerinin bir kısmı, yalnız zinaya düşmek ihtimalinin büyük olduğu durumlarda evliliğin farz olabileceğini ileri sürüyorlar. Bu yaklaşıma göre bile evlenmek, belirtilen şartları hâiz her müslümana farzdır. Zira Yusuf sûresinin 24 ve 33. âyetleri ile Peygamberimizin ilgili hadisleri normal bir ferdin cinsel haramlardan güvence içinde bulunamayacağım açıklamaktadır.