İnanç ve ifade özgürlüğü bağlamında vazifelerimiz ve haklarımız nedir?

İnanç ve ifade özgürlüğü bağlamında vazifelerimiz ve haklarımız nedir?
Selamun aleykum Hocam,

İnanç ve ifade özgürlüğü bağlamında vazifelerimiz ve haklarımızı özetleyebilir misiniz?
İnanç ve İfade Özgürlüğü Bağlamında

VAZFELERIMİZ VE HAKLARIMIZ

Yüce Rabbimiz biz insanları yeryüzünde kulluk denemesine uğrattığı için bizleri inanıp inanmamada veya emirleri ve yasaklarına göre yaşayıp yaşamamada özgür bırakmıştır. (Kehf 29; İnsan 3) Ancak inanç, ifade ve hayat özgürlüğü bağlamında bize görevler yüklemiş ve görevlerini yapanlar için haklar belirlemiştir.

Görevlerimiz

Bizler inandığımız ve yaşamaya çalıştığımız İslâmî değerlere çağrıda bulunmakla yükümlüyüz. Çağrılarımız için sevaplar kazanırsak da çağrıda bulunduğumuz insanların olumsuz tavırlarından ötürü sorumlu olmayız.( Enâm 69)

İslâm dışı inanç ve yaşam sahiplerini ve inanıp yaşamaya çalıştıkları değerleri asla yermeyiz. Çünkü yermek hakkı bize verilmemiştir. En’âm sûresinin 108. Âyetinde Rabbimiz şöyle buyurmaktadır:

Allah’tan başka varlıkları/ilkeleri yüceltip onlara yalvarıp sığınanları yerip aşağılamayın ki onlar da kin ve cehaletleri sebebiyle Allah’ı ve yasalarını yerip sövmesinler. Biz her topluma iradeli olarak yaptıklarını güzel gösterdik. Onlar Rablerinin huzuruna döneceler ve O da onlara yapa geldiklerini haber verip karşılığını verecektir.”

Haklarımız

Görevlerini yapan insanlar olarak haklarımızı şöylece belirleyebiliriz:

aa. Hiçbir kişi ve kurum laiklik veya bir başka seküler düzen adına üzerimize baskı kuramaz. Dilediğimiz gibi inanıp yaşamamıza müdahele edemez. Müdahil olanlar nazarımızda ve Rabbimizi katında zalimdirler ve bizim için Ötekileri oluştururlar:

Allah’ın laneti zalimleredir. Onlar insanları Allah’ın yolundan alıkoyarlar. Allah yolunu eğri bir yol olarak göstermeye çalışırlar. Âhireti yok sayan da zaten onlardır.”(Hûd 18-19)

bb. İnanç esaslarımız ve Rabbimizin yasalarını oluşturan emirler ve yasaklar aşağılanamaz ve alay konusu edilemez. Edildiği sürece ilişkilerimizi keseriz. Rabbimiz şöyle buyurur:

Allah Kur’ân’da uygulamanız için şu kuralı koymuştur: Allah’ın mesajlarını içeren âyetlerinin inkâr edildiğini ve onların alaya alındığını duyarsanız başka konulara girilinceye kadar bunu yapanların yanından ayrılmalısınız. Ayrılmazsanız onlar gibi sorumlu olursunuz. Allah Kâfirleri ve Münafıkları Cehennem’de toplayacaktır.”

Eğer inkâr ve istihza ile yetinilmez de fiili saldırılarda bulunulur veya fiili saldırılarda bulunanlara destek çıkılarsa içinde bulunduğumuz şartlara göre yapılanı affedebileceğimiz gibi aynısı ile karşılık verebiliriz. Rabbimiz şöyle buyurur:

Cezalandırıcı bir karşılık verecekseniz, size yapılanın benzeri ile karşılık veriniz. Eğer karşılık verebilecek iken vermez de sabır gösterebilirseniz, bu tavrınız sabır gösterecekler için daha hayırlı olur.”(Nahl 126)