Mescid-i Aksa neresidir?

Mescid-i Aksa neresidir?
İSRA sûresinin ilk âyetinde geçen el-Mescidül-Aksa’nın Beyt-i Mamur olduğu ileri sürülüyor. İsra-Mirac olayının Mucize olmadığı da dile getiriliyor. Ne dersiniz?
İler sürülen görüşler bize göre lehlerine değil aleyhlerine ilmî deliller olan iddialardır:

I. İlgili âyette geçen el-Mescidül-Haram gibi el-Mescidül-Aksa da mârifedir. Bir diğer anlatımla muhataplarca bilinmektedir. Oysaki Tûr sûresinin 5. âyetine konu olan ve bir hadise göre her an binlerce Melek tarafından tavaf edilen Beyt-i Mamûr Kur’ânın ilk muhataplarınca bilinmeyen olup Kur’ân ve Sünnet ile açıklanmıştır. Çünkü nüzül sırası 50 olan İsra sûresir nazil olduğunda iniş sırası 76 olan Tûr sûresi indirilmemişti. Dolayısıyla Beyt-i Mamûr kavram olmak bir tarafa kelime olarak da bilinmiyordu.

II. el-Mescidül-Aksa Kudüsteki Süleyman mabedidir ve Yahudilerce ve Müslümanlarca bilinen bir yerdir. Çünkü Kur’ân Medine döneminin ilk yıllarında ona yönelik olarak namaz kılındığını bildirmektedir. Kıblenin oradan Mescid-i Harama dönüştürüldüğü de Kur’ânın açıklamasıdır. (Bakara 142-3)

El-Mesidil –Aksa ‘nın devr-i saadetde bina halinde bulunmamış olması da önemli değildir. Çünkü Kıble olan bina değildir, yerdir. Bu gün herhangi bir şekilde Kâbe’nin yıkılmış olmasının tavafı engellemeyeceği müsellemdir.

III. Kur’ân el-Mescül Aksa nın çevresinin bereketi kılındığını açıklamaktadır. Bereketli kılınan bu yerin Kudüs merkezli bir alan olduğunu Enbiya suresinin 71. âyeti açıklamaktadır. Bu âyette “Barekna” fiili, İsra 1 de olduğu gibi aynen kullanılarak şöyle buyrulmaktadır:

Biz İbrahimi ve Lût’u kutardık ve âlemler/ insanlık için bereket kaynağı kıldığımız topraklara ilettik. ”

Hz. Lût’un kurtarıldığı alanın ölü deniz ve ulaştırıldığı yerin Kudus ve çevresi olduğu bilinmektedir.

IV. el-Mescidül- Haram’dan el-Mesidiül-Aksay’a götürülüş Yedinci gökteki Beyt-i Mamûr’a olsaydı gece götürme manasına Esrâ fiili kullanılmaz, Kur’ân’da örneklendirildiği gibi göklere yükseltme manasına Refa’a (Meryem 57) veya Arece filli kullanılırdı. Kaldı ki Kur’ân göğe yükseltilme aracı olan Mi’racın çoğulu olan Me’âric’i de kullanmaktadır. ((Me’âric 3)

V. İsra 1 de “Linüriyehü min âyâtina” ifadesi Necm sûresindeki “Min âyat-i Rabbihil-Kübra” ifadesi ile irtibatlandırılıyor. Yukarıda Mesid-i Aksa’nın Kur’ân’dan hareketle ilk kıble olan Süleyman mabedi olduğu kanıtlandığından “ gösterilecek âyetlerin” yedinci gökte aranması makul değildir.

VI. İsra-Mircac olayının Mucize/âyet olmadığı iddiası da Kur’ân ile çelişmektedir. Çünkü Mucizeler Fitne (Kamer 27) ve (İsra 59) Korkutma gerekçesiyle yapılmaktadır. İsra-Mirac olayının “âyetleri gösterme” amacının hem Fitne ve hem de Korkutma gayesiyle gerçekleştirildiğini İsra 60 kanıtlamaktadır.