Kadın dövülebilir mi?

Kadın dövülebilir mi?
Cinsel Kıskançlıkla veya Bir Başka Sebeple KADIN DÖVÜLEBİLİR Mİ?
İnsana yönelik mânevî işkence yanı sıra fiziksel şiddet de zulümdür ve haramdır. Özellikle kadınlara yönelik dövme şeklinde ki şiddet de, Peygamberimiz Hz. Muhammed’in“Allah’ın kadın kullarını dövmeyiniz, ” buyruğu ile kesinlikle yasaklanmıştır. Genel hüküm budur. Kurân ve Sünnet dilinde kadını yaralamayacak biçimde dövebilir olmanın onaylandığı tek suç/günah zinadır.

Karısının zinasına tanık olan ve bu ilişki sonucu hâmile kalıp kalmadığından şüphe duyan kocanın rûhsat olarak baş vurabileceği bir işlem de dıştan bakıldığında fark edilmeyecek biçimde dövebilir olmaktır.

Dövme konusunu anlayabilmek için, Kur’ân’dagenelde zina ve zina iftirası cezası olarak celde/sopa ile dövme konusunun geçtiği Nûrsûresin ikinci ve dördüncü âyetleriyle özelde kadın dövme konusunun geçtiği tek yer olan Nisa sûresinin 34. âyeti ve bu âyete açıklık getiren Peygamberîhadîsi incelemeliyiz. Anılan âyette şöyle buyrulur:

“Erkekler kadınları, Allah'ın kendilerini birbirinden farklı/üstün kıldığı yetenekleri kullanarak ve mallarından harcamalar yaparak koruyup gözetirler. [1]Erdemli kadınlar evlilik sözleşmesinin gerektirdiklerine itâat ederler. Allah'ın (haklarını) korumasına karşılık[2] onlar da kocalarının yokluğunda kendilerini cinsel haramlardan korurlar. [3]Nüşûz’undan; evlilik akdinin gereklerini yapmamaları ve cinsel haramlara düşmelerinden korktuğunuz kadınlara öğüt verebilir, (zina yoluyla hâmile kalıp kalmadıklarını tespit için) yataklarında yalnız bırakabilir ve onları dövebilirsiniz. Uygulanacak bu yöntemlerden sonra sizeitâat ederlerse onlara yüklenmek için bir sebep aramayın. Allah gerçekten çok yücedir, çok büyüktür. ”[4]

B u âyete göre, örneğin evlilik akdinin ve toplum örfünün gerektirdiği aile içi

görevleri yapmayan, sözlü veya fiilî bir şekilde baş kaldırarak aile içinde problem olan ve de dini-tıbbî mâzereti olmaksızın ısrarla kadınlık görevlerinden kaçınan kadına hoş görülü davranılarak öğüt verilebilir. [5]

Fiziki olarak saldıran kadına ise aynı şekilde fiziki olarak mukabele edilebilir. Şüphe uyandırıcı ilişkilere giren veya zinaya bulaşan eşle/kadınla ise gayr-ı meşrû çocuk edinip edinmediğini öğrenmek için cinsel ilişkiye girilmeyebilir ve yaralamayacak şekilde dövülebilir.

Dövülebilir diyoruz, çünkü dövme şeklinde yapılması gereken bir vazîfe yoktur.

Veda haclarında bu âyete ışık tutan ve kadınınne zaman yataklarında yalnız bırakılabilir ve dövülebilir olacağı şeklindeki açıklamalarında Peygamberimizi şöyle buyurmuşlardır:

Ey İnsanlar! Kadınlarınıza iyi davranmanızı/ iyi davranılmasını öğütlemenizi tavsiye ederim. Zira onlar sizin gözetiminiz altındadır. Fahişe-i mübeyyine/zina yapmadıkça onlara karşı yerici ve zarar verici bir şekilde davranma hakkınız yoktur. Eğer zina ederlerse, onları yataklarında yalnız bırakabilir ve onları yaralamayacak şekilde dövebilirsiniz. ”[6]

Konunun öneminden ötürü pekiştirelim. Açıklanan âyet ve hadîse göre

kadın, eşini derinden tedirgin eden şüpheli ilişkilere girmesi veya zina yapması sebebiyle yalnızca dövülebilir. Bir başka şiddet eylemine asla baş vurulamaz. İslâm Toplumu’nda bu yönteme başvurulmaksızın doğrudan Liân’a da gidilebilir. [7]

***

Burada şu notu düşürmeyi de gerekli buluyoruz:

Sevgili Peygamberimiz Kur’an’ı uyguladı. Bu amaçla meşrû kılıcı şartları oluştuğunda savaştı, yaraladı ve öldürücü darbeler vurdu. Ama eşlerini asla dövmedi, istese de dövemezdi. Çünkü onun eşleri zina yapmadı. Çünkü dövme, boşama yoluna gidilmemesi/ gidilememesi durumunda izin olarak bir alternatifti. Görev de değildi. [8]

Burada bilvesile ifade edelim: Kadını dövmek zina yaptığını ilan etmek anlamına gelir. Çünkü kadın ancak zina suçu/günahından ötürü dövülebilir.

İnsana/ kadına yönelik şiddetin önlenebilmesi veya daha gerçekçi bir yaklaşımla azaltılabilmesi için adaleti ve merhameti önceleyen Yaratılış ve İslâm çizgisine; inanç eğitimi ve suça birebir ceza sistemine dönülmesinden başka çare yoktur.



[1]Âyette konu edilen erkeğin Kavvam’lığı, yalnızca evlilik akdinin gereği olarak kadının kocasına karşı yapmakla yükümlü olduğu görevlere ilişkindir. Bir başka konudaKavvam’lık söz konusu değildir. (Bak ZeccacMeânil-Kur’â ve İ’rabuhu Nisa 34)
[2]Allah’ın haklarını koruması, tesettür emriyle onları cinsel taciz ve tecavüzden koruması ve onlar aleyhine yapılacak ve dört şahitle kanıtlanamayacak iftiraları seksen celde/sopa ile cezalandırması ve şahit getiremeseler de kendilerine yapılacak tecavüzü yetkili mercilere açıklama hakkını vermesidir. (Ahzab 59;Nûr 4;Nisâ 148)
[3]Âyette mevzu edilen kadınların Hafizatlığı/Koruyuculuğu, Nûr 31 ve Ahzab 35’in delâletiyle üreme organları olan Ferc’lerini korumaları;zinadan ve lezbiyenlikten korumaları/korunmalarıdır. Kadının cinsel haramlardan korunmasına vurgu yapan, anlamını sunacağımız şu Peygamberîhadîs de değinilen mânayı pekiştirmektedir:

Kadınların en hayırlısı, kendisine baktığında seni mutlu, eden, meşru çizgide emrettiğinde sana itâat eden, ayrıldığında kendisini (cinsel haramlardan) ve malını (gereksiz harcamaktan/zayi olmaktan) koruyandır.

Peygamberimiz böyle buyurmuş , sonrada Nisa sûresinin bu 34. âyetini okumuştur. (Bak. İ. Kesir Nisâ 34)
[4] Kişi karısını doğrudan boşama yoluna gidebileceğinden ve mesela öğütle dövme bir araya getirilemeyeceğinden âyetteki öğüt verme, yatakları ayırma ve dövme şeklindeki emirleri, görev yükleyici olarak değil İbaha / yapılabilir olma şeklinde anlıyoruz. İslâm bilginlerinin büyük çoğunluğu da böyle anlamıştır. Arap dilinde emirlerin İbaha için kullanımı kuraldır . Bu kural için bak. Mâide 22, ”Festâdû” emri.
[5] Burada şu soru sorulabilir:Erkek/koca evlilik akdinin gerektirdiği görevleri yapmaz, kadını evli-dul arası bir durumda bırakır ve zina yaparsa kadın ne yapabilir?Yapılabilir olanların bir bölümü Nisâsûresinin 128. âyetinde şöylece açıklanmaktadır:

“Kadın, kocasının nüşûzundan(evlilik akdinin toplum örfüne göre gerektirdiği görevlerini yapmaması ve zinaya yönelmesinden) veya ilgisizliğinden ötürü aile yuvasının yıkılacağı korkusuna kapılırsa kocasıyla konuşup anlaşarak aralarında uzlaşma sağlamalarında hiçbir sakınca yoktur. Geri insan benliğe gurura kapılıp kapris yapmaya eğilimlidir. Ancak sizler, –Allah’ın bütün yaptıklarınızdan haberdar olduğu bilinciyle- bu tür eğilimlerden korunarak güzel ilişkiler kurmalı ve aile hukûkunu çiğnemekten sakınmalısınız. ”

Görüşme yoluyla kocanın tövbesi/aşırılıklarından dönmesi sağlanamazsa, uzlaşılacak konulardan birinin kadının evlilik öncesinde aldığı mehirini iade ederek ve boşanma tazminatı talebinden vazgeçerek boşanmasıdır. (Bakara 229, 241)
[6]TirmiziRedâ 11, İ. Mace Nikâh 3.

Fahişey-i Mübeyyine”nin zina olduğuna ilişkin olarak bak. Ahzab 30, Talak 1.

Değinildiği üzere, dövme cezası ancak zina halinde uygulanabilir. Bilindiği gibi zinanın Kur’ân’da belirlenen cezası yüz sopadır. Kişi kendi tanıklığına dayanarak zina suçlamasıyla yargıya Li’ân için başvurabilir. Karısının suçlamayı kabulü bu cezayı, reddi ise ayrılık sonucunu doğurur. Ailesinin onurunu düşünerek yargıya gidemeyen kişi yaralamayacak şekilde bir dövme ile yüz celdeyi sembolize eden bir ceza uygulamış olur.

Kişinin yönetimi altındaki esir kadının zinasını bizzatcezalandırabilirliği de kocanın açıklanan şekilde cezalandırabilirliği hakkını kanıtlamaktadır.

Peygamberimiz şöyle buyurur: “Bir cariye zina eder ve zina yaptığı da kesinleşirse üzerinde hukuken yetkili olan kişi ona had/zina cezası uygulasın... ” (BuharîItk 17, Müslim Hudûd 30)
[7]Li’ân; Kocanın hakim önünde dört şahitle isbatlayamaksızın karısına zina isnad etmesi ve kadının da bu isnadı reddetmesi sonucunda eşler tarafından yapılan, yeminle pekiştirilmiş dört şahitlikten ve ardından“la’net” ve “gadab” sözlü bedduâyı içeren ve eşlerin ayrılığıyla sonuçlandırılan hukûki işlemdir. Bak . Nûr 6-8
[8] Kişi karısını boşayabilirse de zina eden eşini boşamakla yükümlü değildir.